Vadi İstanbul Reklam Filmi

Reklam Filmlerinin Postmodernist Analizi

https://youtu.be/2Q3Gd4xyf5s

     Reklamda beyaz yakalı hayatı anlatılmaktadır. Öznenin her ihtiyacını barındıran Vadi İstanbul projesi tam olarak kapitalizmin istediği şeydir aslında. Üretimin artması ve tüketimin olabildiğince az seviyede tutulması bu reklam filminin içinde birçok örneği ile karşımızdadır. Yeşilliğin içinde öğle yemeği, öğle yemeği saatlerinde bile ofislerinin çevrelerinden ayrılmayan çalışanlar, iş arkadaşın ile mola saatinde alışveriş yapmak, akşam yemeğinde yine ofis arkadaşlarınla birlikte yemektesiniz ve çok sığ bir alanda kalıp dönüp dolaşıp olay yine üretime/işe geliyor.

‘’Doğanız gereği durmadan çalışacaksınız.’’

     İnsanın doğasının üretim olduğunu vurgulayan Vadi İstanbul ofis kompleksinin etrafını yeşillikler ile doldurmuş logosu da katkı sağlamıştır. Bunların yanı sıra kapitalizme tam hizmet ettiren özneler yaratmıştır. Modernizm ile birlikte insan doğasının tektip, sabit, her şeyin üzerinde tahakküm kuran bir yapıya sahip olduğunu biliyoruz reklam filminde de bunun aynen yansıdığını; çalışan insanların tektip olduğunun doğanın üzerinde tahakküm kurduğunu görüyoruz. İnsanın üreticiliğini fetişleştirerek insan doğasını aslında sömürüldüğünü diyebiliriz.

‘’Çalışmaya devam ettikçe tazeleneceksiniz’’

     Feodal dönemde insan doğa ile iç içeydi. Tazelenme ile doğaya vurgu yapan Vadi İstanbul, insanın özünü, doğayı modernist bir şekilde nesneleştirir. Özne kendiyle tutarlı rasyonel bilinç merkezli sabit değişmeyen bir aktördü gerçek doğru hakikat bilgi ve bu öznenin dışında nesnel ve evrensel olarak vardı postmodernizm bu türden modernist anlatıya tümüyle karşı çıkar. Modernizm bir tür düzenlilik rüyasıdır, toplumdaki pratikler ve kurumlar yoluyla bu düzenlilik inşa edilir.

‘’Büyük bir keyifle tüm gün ofisteydim diyeceksiniz’’

Foucoult: ‘Sistem önce ruhunuzu ele geçirir sonra bedenimizi’ der. Tek bir sistem yoktur sistemlerin çoğulluğu söz konusudur. Post endüstriyel toplumda kitle iletişim araçları gerçeği ve gerçekliği üretirler. Ofiste olmak bu cümleyi kurabilmek çok önemliymiş gibi yansıtılır. Artık bizim gerçekliğimiz tüm gün ofiste durabilmektir. Bilim bize neyin doğru neyin yanlış olduğunun söyler bu anlamıyla bir tahakküm aracıdır. Bilimsel bilgi modern toplumda doğrunun ve hakikatin tek üreticisidir ve bu yönüyle söz konusu düzeni sürdürmek korumak muhafaza etmek için inşa edilir. Doğru olan ofiste olmak üretim yapmak reklam ile bunu sürekli ve yeniden üretmek.

Hall: Dış dünyayı oluşturan şey aslında onun medya tarafından nasıl yaratıldığıdır. Bizim görme biçimimizi oluşturan şey medyadır. Medyada bu reklam filminde bu kadar mutlu ve güzel yansıtılan iş dünyası bizim bakış açımız olacaktır. Vadi İstanbul’da çalışmak beni mutlu edecek yargısına varmış olacağız.

Gerçekliğin sosyal inşası

Dışsallaştırma: İnsanların kültürlerini toplumlarını gruplarını içinde yaşamlarını anlamlı kılma üretmektedir. Gerçek denilen şey insanların ürettiği anlamdır.

-Daha fazla üretim sağlayabilmek için bireyin ihtiyacı olan her şeyin bir arada olması.

Şeyleştirme: İnsanın yukarıdaki tarzda anlamlandırdığı sosyal kurumları sosyal yapıları gerçek olarak algılamaya başladığı andır.

-Reklam filminde bunun çok güzel bir şeymiş gibi gösterilmesi ve izleyicinin buna inanması.

İçselleştirme: Şeyleştirilen sosyal dünyanın bireyler tarafında sosyalleştirme ve kültürleşme yoluyla benimsenmesi içselleştirilip kişinin kendi kişiliğinin düşüncesinin bir parçası haline getirilmesi.

-Böyle bir ofis kompleksinin çok normal çok iyi olduğunu düşünüp benimsemesi, orada çalışmak istemesi.

Bu reklam filminde; Modernizmin ürünü olan kapitalizm ile birey sürekli üretim için kendine yabancılaşır her ihtiyacını bulunduğu bir yerde çalışmak ister. Tamamen yöneticiler (egemen sınıf) için ayarlanmış bir ofis alanı. 


Yaren Gezer

Yorumlar